Cumhuriyet ile sultanlığın farkı

Büyük Millet Meclisi, Türk milletinin gerçek eğilimlerine uyarak devlet şeklini, cumhuriyet şeklinde kesin olarak sağlamlaştırdı. Cumhuriyet yönetimi memlekette en ıssız köşeye kadar coşkunluk ve heyecanla kabul edildi.

Cumhuriyet, ahlaksal erdeme dayanan bir yönetimdir.
Cumhuriyet erdemdir. Sultanlık, korku ve tehdide dayanan bir yönetimdir. Cumhuriyet yönetimi, erdemli ve namuslu insanlar yetiştirir. Sultanlık korkuya, tehdide dayandığı için korkak, alçak, sefil, rezil insanlar yetiştirir. Aradaki fark bunlardan ibarettir. 
1925 (Atatürk’ün S.D.U, s.231)

Türk milleti ve cumhuriyet yönetimi

Türk milletinin karakterine ve âdetlerine en uygun olan yönetim, cumhuriyet yönetimidir.
1924 (Atatürk’ün S.D. 111, s. 74)

Büyük Millet Meclisi, Türk milletinin gerçek eğilimlerine uyarak devlet şeklini, cumhuriyet şeklinde kesin olarak sağlamlaştırdı. Cumhuriyet yönetimi memlekette en ıssız köşeye kadar coşkunluk ve heyecanla kabul edildi. Millet,cumhuriyetin Türk vatanını yüzyılların birikmiş kötü yönetiminden kurtaracak ve memleketin lâyık olduğu itibar ve saygıyı koruyacak ve yükseltecek biricik yönetim şekli olduğuna inancını en belirgin şekilde gösterdi. Millet, cumhuriyetin bugün ve gelecekte bütün saldırılardan kesinlikle ve sonsuza kadar korunmasını istemektedir. Milletin isteği, cumhuriyetin denenmiş ve olumlu bütün kurallara bir an evvel ve tamamen dayandırılması şeklinde ifade olunabilir. Yüce Meclis’in çok önemle meşgul olduğu Anayasa’da, milletin isteğini davranış yolu kabul etmek hepimizin görevidir. 
1924 (Atatürk’ün S.D.I, s.314-315)

Büyük, önemli bir devrim oldu. Bu devrim, milletin kurtuluşu adına, hak adına yapıldı. Milletimiz, demokratik bir hükümet kurmak sayesinde düşman ordularını yok etti, vatanı istilâdan kurtardı. Kahraman ordumuzun cesaret meydanlarında kazandığı zaferi, siyaset alanında da verimli yaptı. Türkiye’nin yeni yönetimi yaptığı işlerle, başarı ile niteliğini tanıttıktan sonra dünyaca bilinen unvanıyla varlığını açıklığa kavuşturdu ve kuvvetlendirdi. Türk tarihinde bir cumhuriyet dönemi açtı.   
1924 (Atatürk’ün SD.II, s.165-166)

Cumhuriyet, Türk milletinin refah ve yükselmesi yolunda yüzyılların görmediği başarılara erişti. Milletin eğilimlerini ve gereksinimlerini bularak ve öğrenerek onun refah ve gelişme gereklerini gerçekleştirmekte cumhuriyetin az zamanda elde ettiği sonuçlar, cumhuriyet yönetiminin milletimize hazırladığı geleceğin daha ne kadar parlak olduğunu tahmin ettirmeye yeterlidir. Asla şüphe yoktur ki, cumhuriyetin gelecek evlâtları, bizden daha çok refaha erişmiş ve
mutlu olacaklardır. 
7927 (Atatürk’ün T.T.B. IV, s.435)

Cumhuriyetin milletin kalbinde kök saldığını görmek biricik emelimdir. 
1930 (Fethi Okyar, S.C.F.N.K., s.70)

Cumhuriyet, yeni ve sağlam esaslarıyla, Türk milletini güvenli ve sağlam bir gelecek yoluna koyduğu kadar, asıl fikirlerde ve ruhlarda yarattığı güvenlik bakımından, büsbütün yeni bir yaşamın müjdecisi olmuştur.
1936 (Atatürk’ün S.D. I, s. 372)

On yaşını bitiren cumhuriyetimiz, daha kurulurken kendine çizdiği hareket çizgisini adım adım izlemiş ve kısa süre içinde yakın geçmişin biriktirdiği karanlıkları dağıtmayı başarmıştır. 
1933 (Atatürk’ün T.T.B.IV, s. 560)
 
Bu yıl cumhuriyetin onuncu yılını kutlamakla mutlu olduk. Milletimizin gösterdiği taşkın sevinçler, gönüllerimizi övünçle doldurdu. Cumhuriyetin verimlilikleri, ülkenin her bucağında canlandırıldı. Millet, geçen on yıllık cumhuriyet eserlerini topluca gözden geçirdi ve gerçekten sevinmeye ve övünmeye hakkı olduğunu gördü.

Geçen on yıl gelecek dönemler için, bir başlangıçtan başka bir şey değildir. Bununla beraber, eski dönemlerin tarihi karşısında cumhuriyetin bu on yılı, eşi görülmeyen bir diriliş ve göz kamaştırıcı bir ileri atılış anıtıdır.
1933 (Atatürk’ün S.D.I, s.359)

Bugünkü hükümetimiz, devlet örgütümüz doğrudan doğruya milletin kendi kendine, kendiliğinden yaptığı bir devlet örgütü ve hükümettir ki, onun ismi cumhuriyettir. Artık hükümet ile millet arasında geçmişteki ayrılık kalmamıştır. Hükümet millettir ve millet hükümettir. Artık hükümet ve hükümet mensupları, kendilerinin milletten ayrı olmadıklarını ve milletin efendi olduğunu tamamen anlamışlardır.
1925 (Atatürk’ün S.D. 11, s.230)

29 Ekim 1923’de Cumhuriyet’in ilâm ve Cumhurbaşkanı seçilmesi üzerine Meclis’te yaptığı konuşmadan:

Son yıllarda milletimizin fiilen gösterdiği yetenek ve kavrayış, kendi hakkında kötü fikir besleyenlerin ne kadar dalgın ve ne kadar incelemeden uzak, görünüşe düşkün insanlar olduğunu pek güzel kanıtladı. Milletimiz, sahip olduğu özelliklerini ve değerini, hükümetinin yeni ismiyle, uygarlık dünyasına daha çok kolaylıkla göstermeyi başaracaktır. Türkiye Cumhuriyeti, dünyada işgal ettiği yere lâyık olduğunu eserleriyle kanıtlayacaktır.

Daima saygıdeğer arkadaşlarımın ellerine çok samimî ve sıkı bir şekilde yapışarak, onların kişiliklerinden kendimi bir an bile ayrı görmeyerek çalışacağım. Milletin sevgisini daima dayanak noktası sayarak hep beraber ileriye gideceğiz. Türkiye Cumhuriyeti mutlu, başarılı ve galip olacaktır.
29 Ekim 1923 (Nutuk 11, s. 814-815)

Bir akşam sofrada, Kılıç Ali tarafından kaydedilen bir sözü:

– Cumhuriyetçilik ve toplumsal devrim, lâiklik ve yenilikseverlik Türk’ün öz malı ve özelliği haline geldiğini görmek, benim için büyük bir mutluluk olacaktır. Onun meydana gelişi çok yaklaşmıştır. O günden sonra uygarlık ve devrim yolunun kararlı yolcuları arasında, elbette görüş ve düşünüş farkları, önlem ayrılıkları doğal olarak ortaya çıkar. Bu ayrılıklarında millet için, memleket için, devlet için daima hayır ve rahmet doğacak.
(Kılıç Ali, Atatürk ve Cumhuriyet, Milliyet gazetesi, 2.11.1970)

Bu millet, bu memleket, yeni rejimi üzerinde dünyanın en beğenilen bir varlığı olacaktır. Ben bunu kendi gözlerimle görmeden ölmeyeceğim.       
1929 (İkdam gazetesi, 11.8.1929)

Memnuniyetle görmekteyiz ki cumhuriyet rejimi, yurdumuzda huzur ve rahatın en iyi yerleşmesini sağlamış bulunuyor. Vatandaşlar ve bu yurtta oturanlar, cumhuriyet yasalarının eşit şartları altında kendileri için hazırlanan özgürlük, refah ve mutluluk imkânlarından en üst derecede yararlanmaktadırlar. 
1937 (Atatürk’ün S.D.I, s.377)

Cumhuriyet bayrağı altında toplanmak

Bu kadar matemler ve felâketler geçirdikten sonra elbette Türk öğrenmiştir ki, vatanı yeniden yapmak ve orada mutlu ve özgür yaşayabilmek için kesinlikle egemenliğine sahip kalmak ve cumhuriyet bayrağı altında bütün evlâtlarını toplu ve dikkatli bulundurmak gerekir.
1924 (Atatürk’ün S.D.I1, s. 180)

Türkiye Cumhuriyeti sonsuza dek yaşayacaktır

1926 İzmir suikast girişiminden sonra milletin binlerce telgrafla bu iğrenç girişimi lanetlemesi ve üzüntülerini bildirmesi nedeniyle Anadolu Ajansı’na verdiği demeçten:

Temeli büyük Türk milletinin ve onun kahraman evlâtlarından oluşan büyük ordumuzun vicdanında, akıl ve bilincinde kurulmuş olan cumhuriyetimizin ve milletin ruhundan
doğmuş ilkelerimizin, bir vücudun ortadan kaldırılması ile bozulabileceği fikrinde bulunanlar, çok zayıf beyinli bahtsızlardır. Bu gibi bahtsızların, cumhuriyetin adalet ve kudret pençesinde lâyık oldukları davranışla karşılaşmaktan başka talihleri olamaz. Benim değersiz vücudum, bir gün elbet toprak olacaktır; fakat, Türkiye Cumhuriyeti sonsuza dek yaşayacaktır. Ve Türk milleti güvenlik ve mutluluğunun kefili olan ilkelerle, uygarlık yolunda, duraksamadan yürümeye devam edecektir. 
1926 (Atatürk’ün S.D. m, s. 80)
 
Efendiler! Size şunu söyleyeyim ki, devrimci Türkiye Cumhuriyeti’ni benim kişiliğimde var zannedenler çok aldanıyorlar. Türkiye Cumhuriyeti, her anlamı ile, büyük Türk milletinin öz ve aziz malıdır. Değerli evlâtlarının elinde daima yükselecek, sonsuza dek yaşayacaktır.
(Hasan Rıza Soyak, Fotoğraflarla Atatürk ve Atatürk’ün Hususiyetleri, 1965)
 
Türk milletinin geleceği, bugünkü evlâtlarının görüş isabeti, yorulmak alışkanlığında olmayan çalışma gayretiyle büyük ve parlak olacaktır.       
1927 (Atatürk’ün T.T.B. iv, s. 532)

Millî kararlılık ve bilincin değerli eseri olan aziz cumhuriyetin, bugünkü ve yarınki kuşağın demir ellerinde her an yükseleceğine ve yaşayacağına güvenim tamdır.
1927 (Atatürk’ün S.D. V, s. 160)

Atatürk’e ait el yazısı metin :

Benim için bir tek hedef vardır: Cumhuriyet hedefi! Bu hedefe erişmek için, belirli yolda yürüyen arkadaşların başarılı olması için, başvurulan doğru yolda, namuskârane yolda çok çalışmak ve etkin olmak gerekir. Arkadaşlar, benden kayırma beklenmemelidir. Hepiniz, benim gözümde değerli, yüksek kardeşlersiniz. Ama, hepinize gösterdiğim hedef kutsal bir hedeftir. Oraya yöneliksiniz. Hanginiz daha güzel yollarla, başarılarla oraya erişirseniz onu takdir edeceğim, alkışlayacağım. Benden kayırma ve tarafgirlik beklemeyiniz arkadaşlar! Adam olanlar, insan olanlar, fikirleri olanlar, yüksek ideali olanlar değerlerini göstersinler! Benim, size kardeşçe söyleyeceğim şey budur.
(Afetinan, Atatürk’ün B.N.M., s. 38)

Cumhuriyetin savunulması

Cumhuriyetimiz, öyle sanıldığı gibi zayıf değildir. Cumhuriyet emeksiz de kazanılmış değildir. Bunu elde etmek için çok kan döktük. Her tarafta kırmızı kanımızı akıttık. Gerektiğinde kurumlarımızı savunmak için gerekeni yapmaya hazırız. 
1923 (Atatürk’ün S.D. III, S. 71)

Devrimimiz, Türkiye’nin yüzyıllar için mutluluğunu üstüne almıştır. Bize düşen, onu kavrayarak ve takdir ederek çalışmaktır. 
1924 (Atatürk’ün S.D.H,s.187)

Cumhuriyet yolunda kararlılık ve başarı ile yürüyeceğiz.
1930 (Fethi Okyar, S.C.F.N.K., s.73)

Cumhuriyet kurumunun bir zorba eline geçeceğini mezarımda bile duysam, millete karşı haykırmak isterim.
1930 (Fethi Okyar, S.C.F.N.K., s.70)

Gelecek kuşakların takdiri

Gelecek kuşakların, Türkiye’de cumhuriyetin ilânı günü, ona en acımasızca hücum edenlerin başında, cumhuriyetçiyim iddiasında bulunanların yer aldığını görerek şaşıracaklarını asla sanmayınız! Tam tersine, Türkiye’nin aydın ve cumhuriyetçi çocukları, böyle cumhuriyetçi geçinmiş olanların gerçek düşünüş biçimlerini çözümleme ve belirlemede hiç de tereddüde düşmeyeceklerdir. Onlar, kolaylıkla anlayacaklardır ki, çürümüş bir hanedanın, halife unvanıyla başının üstünden zerre kadar uzaklaşmasına imkân kalmayacak şekilde korunmasını zorunlu kılan bir devlet şeklinde, cumhuriyet yönetimi ilân olunsa bile, onu yaşatmak mümkün değildir. 
1927 (Nutuk II, s. 831)

Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

GIPHY App Key not set. Please check settings

Yükleniyor…

0

Ne düşünüyorsun?

236 Points
Upvote Downvote

Artık 5G Bizimle Olacak 4.5G’ye Veda Edin

İstanbul’da deprem| Depremler Neden Oluyor?